Gözlerden ırak bir dağ köyünde yaşayan Durmuş ile Dudu’nun hikâyesidir bu. Bir gözü kör ve yürüme zorluğu çeken Durmuş, köyden kaçıp yeni bir hayat kurma hayaliyle, define peşinde koşarken bir yandan da çocukluk aşkı Cennet’e mektuplar yazmaktadır. Gelecek kaygısıyla Durmuş’u evermek isteyen, yaşlı ve hasta annesinin gelin adayı ise Dudu’dur: Doğuştan sağır, konuşma özürlü, ahraz Dudu. Anasının ani ölümüyle kaderiyle bir başına kalan Durmuş’un yegane yoldaşı Dudu olsa da, bir gün Cennet’in çıkıp gelmesiyle işler karışır. Ağır hasta olan Cennet’in yaklaşan ölüme rağmen hayatı kucaklama cesareti, Durmuş ile Dudu’ya işaret fişeği olacaktır.